NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
رَجَاءُ بْنُ
الْمُرَجَّى
حَدَّثَنَا
النَّضْرُ
بْنُ
شُمَيْلٍ
أَخْبَرَنَا
مُوسَى بْنُ
ثَرْوَانَ
حَدَّثَنِي
طَلْحَةُ
بْنُ
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
كَرِيزٍ
حَدَّثَتْنِي
أُمُّ
الدَّرْدَاءِ
قَالَتْ
حَدَّثَنِي
سَيِّدِي
أَبُو
الدَّرْدَاءِ
أَنَّهُ سَمِعَ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
إِذَا دَعَا
الرَّجُلُ
لِأَخِيهِ
بِظَهْرِ
الْغَيْبِ
قَالَتْ
الْمَلَائِكَةُ
آمِينَ
وَلَكَ
بِمِثْلٍ
Ümmu'd-Derdâ (r.anhâ)
demiştir ki; Efendim Ebu'd-Derdâ (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'i şöyle buyururken dinlediğini bana haber verdi: "Bir kimse
müslüman kardeşi için onun gıyabında dua ettiği zaman, melekler "Amin,
benzeri sana da verilsin" derler."
Diğer tahric: Müslim,
zikr
AÇIKLAMA:
Müslim, bu hadisi
birbirinden küçük farklarla ayrılan üç
değişik lâfızla rivayet etmiştir. Bunlardan ikisinde Ebu Davud'un
rivayetinden fazla birşey yoktur. Üçüncüsü ise, şu şekildedir: "Müslümanın
müslüman kardeşi için onun gıyabında yaptığı dua kabul edilir. Onun başucunda
görevli bir melek vardır. Müslümanın din kardeşi için yaptığı her hayırlı duaya
o görevli melek, "âmin, onun bir misli de sana olsun” der.
Hadis-i şerifte
müslümanların din kardeşleri için onların gıyabında ettikleri duaların mutlaka
kabul edildiği, ayrıca dua edene de kardeşine istediğinin mislinin verilmesi
için bir meleğin dua ettiği bildirilmektedir.
Bir kimsenin gıyabı
denildiği zaman, önce "ondan uzakta, onun bulunmadığı yer" akla
gelir. Burada zikr edilen gıyabdan maksat ise, Aliyyül Kaari'nin ifâdesine
göre, dua edilen kişinin dua edenin duasını işitmemesidir. Bu bedenî uzaklıkla
olabileceği gibi dua edenin kalbiyle veya dua edilenin duyamayacağı kadar kısık
bir sesle dua etmesi ile de mümkündür.
Taberânî'nin bir
rivayetinde Yusuf b. Esbât "ben uzun zaman bu hadisin bedenî uzaklığa
delâlet ettiğini zannettim. Ama şimdi anladım ki sesi duyulmayan kişi aynı
sofrada bile olsa gâibdir." demiştir.
Nevevî, müslümanlardan
bir grup için hatta tüm müslümanlar için yapılan duaların da bu hadisin
hükmüne gireceğini söyler. Nevevî'nin bildirdiğine göre eskilerden bazıları
kendileri için dua etmek istedikleri zaman, onu diğer müslümanlar için
isterlerdi. Çünkü bu şekilde yapılan dualar makbuldür ve isteğinin bir misli
de kendisine verilecektir. Bezzâr'ın İmrân b. Husayn (r.a.) vasıtasıyle yaptığı
bir rivayette de Peygamber (s.a.v.) "Kardeşin (din) kardeşi için onun
gıyabında yaptığı dua geri çevrilmez" buyurmaktadır.
Müslümanlar için onların
haberi olmadan yapılan dualar tam bir samimiyet taşıdığı, gösteriş ve riyadan
uzak olduğu için bu derece önemli bir özellik arz etmektedir. Üstelik bu, dua
edenin âli cenabhğına delâlet eder. Onu kıskançlık ve hırs gibi kötü huylardan
uzaklaştırır. "Sizden biri kendisi için istediğini müslüman kardeşi için
de istemedikçe kâmil imana sahib olmuş olmaz" hadis-i şerifindeki yüce
duyguyu gerçekleştirir. Müslümanı fedakârlığa ulaştırır.
Müslümanların
birbirleri için dua etmelerini emreden ve bize yapacağımız duayı öğreten
âyetler konunun Önemini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.Bunlardan sonra
gelenler de şöyle derler: Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden evvel iman eden
kardeşlerimizi bağışla"[Haşr 10]
"Hem kendinin hem de erkek ve kadın mü'minlerin günahları için
mağfiret dile."[Muhammed 19.]
"Ey Rabbimiz!
Hesap sorulduğu gün beni, anamı babamı ve bütün mü'minleri
yarlığa."[İbrahim 41.]